Gecenin dördünde gene gözümde bir damla uyku olmadan düşünüyordum, o kadar duyum, haber ve gördüklerimizle basın camiasında çok büyük paralar da dönebiliyormuş. Peki ben bu pastadan nasıl pay alabilirim ve kabul edilirliğimi sağlarım dedim. Başladım düşünmeye ve planlı bir şekilde nasıl bu sistemde bir medyacı olarak piyasada ki rantımı arttırırım diye, hatta aklımda kazanmam lazım diyeceğim bir rakam da belirleyeyim, mesela 500.000tl gibi bir gelir kapısı lazım diyelim...
Bunları tamamen ütopik bir ülke ve üyopik bir şehirde geçtiğini düşünerek tamamen teori olarak yazacağım ki yayınlandıktan sonra telefonda ''tabiki efendim ama...'' diye başlayan bir konuşmanın geçmesini inanın bu küresel ekonomik çöküş devrinde hele hele kış vakti inanın ki istemem.
BÖLÜM -1-
PROJEYE ÜYOPİK BİR ŞEHİR ÇİZ VE KENDİ KONUMUNU BELİRLE;
Hiçbir kurumun alınmaması için daha da önemlisi kimseyi şu anlık kızdırmamak için bu hayali şehire RANDİSYAN diyelim.
Peki burası nasıl bir şehir olmalı; iç anadolu gibi bir bölgede nezlimce biraz taşra bölgesi az nüfuslu ve siyasetin hat safhada olduğu, tutucu, bilhassa herkezin herkezi tanıdığı bir şehir olsun.
Bu şehirde kendi konumumu çizmem ise daha kolay olacak. Sebebi ise kendi yağında kavrulmaya çalışan, ay sonunda faturalarını düşünen, yaptığı her haberden sonra kazasız belasız akşamın olmasını bekleyen birisi olayım. Bütçe olarak ise alt gelir saymam gerekir kendimi, malumunuz çok kabul görebilen bir medyacı olmamak gerekir bu hikayede.
Not 1: Dipnot olarak belirtmem gerekirse kabul görmemenin en büyük sebebi ise taraf olmadığım için bertaraf edilmeye çalışmam diyelim ki bunu gerçek hayatta da yaşadığımı açıklıkla söyleyebilirim.
BÖLÜM -2-
HEDEF KOYULAN 500.00TL'LİK BÜTÇEYİ ALMAK İÇİN KURUM BELİRLE;
RANDİSYAN şehrinden öyle bir kurum belirlemeliyim ki hem fazla siyasi suya sabuna dokunmamak hemde halkın konuşması tabu olan bir kurum olmalı. RANDİSYAN BELEDİYESİ bunun için biçilmiş kaftan olacak. Hem ikna edebileceğim bir çok isim bulunur hem de halkın olumsuzluklarını konuşmaktan çekineceği bir kurum. İlk hedefi belirlediğimize göre şimdi sıra geldi 500.000tl'lik bu bütçeyi bu kurumdan nasıl kazanabilirim?
BÖLÜM -3-
BÜTÇEYİ RANDİSYAN'IN SANA VERMESİ İÇİN SEBEPLER BUL VE HEDEFE ULAŞ
Bütçe belli, kurum belli peki bu kurum bana bu parayı neden ve nasıl versin durduk yere?
Öncelikle yaptığım meslekten dolayı haber, tanıtım ve promosyon üzerine olmalı talebim ki daha sonra duyulduğun da yada ifşa olduğumda kendimi ''benim işim zaten bu ve normal şekillerde kazandım'' diyebilmelim. Malum RANDİSYAN'da 2 gün sonrasının garantisi olamaz. Peki bu RANDİSYAN BELEDİYESİ bana bu parayı neden versin? Sebepler bulmalıyım ya da sebepler üretmeliyim. Belediye gibi bir kurumun karar organları fazla olduğu için öncelikle bu isimler üzerine yoğunlaşırım ve gözden kaçan veya duyulması istenmeyen bilğileri basının verdiği haber alma özğürlüğünü de kullanarak data toplamaya başlarım. RANDİSYAN BELEDİYESİ'nin en sevdiğim tarafı ise günümüz toplumsal yozlaşmanın getirisinden birisi de bir çok duyulması istenmeyen şeyler olması.
Hedefi buldum ve elimde ki dataları çoğalttım peki şimdi bunu nasıl bir koz şekline evrilteceğim?
Direk olarak kendim basına sızdırırsam amacım bilinir ve hakkında konuşulması tabu olan belediye işletmesi bunu savunma mekanizmasıyla rahatlıkla savunabilir. Gayriresmi şantajımı öyle bir yapmalıyım ki tamamen spontane ve başkaları üzerinden olmalı. Kendimi hedef tahtasının ortasına koymamalıyım.
Şimdi sıra geldi datalarımı kendi bilğisi gibi konuşabilecek birisini bulmalıyım. Malum gazeteciyim bu o kadar da zor değil. Kamera önünde olmayı seven popülist birini bulmalıyım. Bu kişinin önemli bir konumda olması gerekiyor ki eldeki envanteri açıkladığında kabul edilebilirlik seviyesi fazla olmalı halk tarafından tepki çekilmeli. Birini bulduğumu farz ediyorum ve kendime bunun için bir portal yapıyorum. Mesela sosyal medya üzerinden canlı yayın yaparak gündem eleştirileri ve siyasi yayın yapacağım. Sonuçta verğisi yok alğısı yok. Reklam bile yayınlasam kimse bana neden bandrolün olmadan reklam yayınlıyorsun bile demeyecek. En önemlisi ise son 20 senenin en iyi haber alma kanalı sosyal medya olması.
Program başladı ve konuyu bir şekilde hedefimde belirlediğim kişiye getirtiyorum ve ''aba altından sopa göstermek'' sözünü sosyal medyanın da hararetli izleyicileri karşısında örnek gösterilecek bir şekildde uyğuluyorum. Konuşması için belirlediğim kişinin kitlesi ise bu konuyu fısıltı gazetesi ile belirlediğim kuruma tamda istediğim şekilde ileteceğini biliyorum. Plan harfi harfiyen işliyor. Bir yada iki programdan sonra telefonun başında bekliyorum ve sonunda beklediğim telefon geliyor datasını topladığım kurum yöneticisinden. Güzelce traşımı oluyorum, şık giyiniyorum ve magrur gazeteci sıfatımı takınarak RANDİSYAN BELEDİYESİ'ne gidiyorum.
BÖLÜM -4-
ALTIN KURAL: SAĞLAM PAZARLIK YAP AMA GÖZE BATMAMA YÖNTEMİNİ BUL;
RANDİSYAN BELEDİYESİ'nde uzun konuşmalar sonunda elimdekilerin sinyalini veriyorum ve pazarlıkta elimin güçlü oldugunu usta bir kumarbaz gibi gösteriyorum. Blörf bile olsa bu saatten sonra geri dönüşün olmayacağını onların da anlamasını sağlıyorum.
Yaptığım meslek ve imkanlarımı sunuyorum, sonra bana iş vermelerini mecbur kılıyorum. Şener Şen'in meşhur repliği ''satarım bu köyü haa'' kararlılığında vermezlerse patlatırım haberi mantığında olduğum ve bunu karşı tarafa söylediğim için artık tek geriye kalan bütçemi çıkaracak işleri belirlemek ve bunları dışarıya farkettirmeden yapmak.
500.000tl bu ütopik ülke ve şehir için bile büyük mebla olduğu için parça parça yapmam gerekiyor. İşi birkaç parça şeklinde yapmalıyım. Faturaların arasında zaman ve fiyat farkları olmalı ki göze batmamalıyım. RANDİSYAN şehrinde ki diğer basıncıları şehrin parasının kapalı kapılar arkasında nasıl fatura fatura kendime aldığımı bilmemeliler.
Ama bir sorun var, her ne kadar parça parça da olsa yıl sonu açıklanacak bütçe raporunda toplam fatura bedellerimin yüksek çıkmaması gerekir. Bunun için taşeron bir firma bulmalıyım ki fatura bedellerinde sadece benim ismim olmamalı. Yoksa RANDİSYAN şehrinin diğer basıncıları yaptığım gizli anlaşmalarımdan haberdar olur, benim kendi haklarını da gasp ettiğimi anlar ve kamoyunun önüne atarlar. Taşeron olarak bulacağım firmayı da kendi sektörümle alakalı birini seçiyorum, mesela bir siyasetçi, ona bu işlerin karşılığında tanıtım ve siyasi kariyerinde destek ve alğıda kendi kanalımı sunacağımı öneriyorum. Vermezse bile artık alıştım nasıl olsa gayrinizami data toplarım ve ona da alğı baskısı yaparım. Kendimden eminim artık plan tıkır tıkır işliyor...
Pencereden esen kar havası hayalden çıkmama sebep oluyor. Bu gece hayali ülkede kazanacağım parayı bir kenara bırakıyorum ve gene yavaştan yağan kara elimdeki gariban dostu sade kahvemle bakarak düşünüyorum. Bu hayalimde yaptığım ETİK mi?
Tabiki etik değil, yoksa medya organlarımda banğır banğır satılmış kalemlerle verdiğim mücadelede kendimide onlarla aynı kefeye koyar ve tarafsızlığıma leke getirmiş olurum.
Sonuçta biliyorum ki medya ve basın halkın doğru haber alabilmesi için tek kaynak ve ulaşım yolu. Tarafsız ve temiz kalmalıyım. Ekmeğini yediğim şehrin, mesledaşlarımın ve en önemlisi de siz okuyucularım yüzüne anlım ak bakmalıyım.
Sonra kendime geliyorum. Allah'a şükür bu bir hayal ve elimde bardakla gecenin dördünde penceremin kenarındayım. Çok şükür ki yaşadığım şehirde bunların hiç birisi olmuyor ve bu denli düşünmeme gerek yok.